Toplu İş Sözleşmesi ve İşçinin Alacak Hesabına İlişkin Yargıtay Kararı
Karara konu olayda ilk derece mahkemesi yapmış olduğu incelemede davacı işçinin çalışmış olduğu aracı şirket ile davalı idare arasında alt işverenlik ilişkisi bulunduğu, yapılan işin yardımcı iş niteliğine haiz olması dolayısıyla idarenin asıl işveren sıfatı ile işçinin alacaklarından sorumlu olduğu ve sendika ile işçinin asıl iş vereni şirket arasında akdedilen toplu iş sözleşmesinin sona ermesinin ardından devam eden bir başka toplu iş sözleşmesi bulunduğu, bu noktada art etkiden yararlanılacağı, işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacakları noktasında da idarenin yükümlülüğü bulunduğundan bahisle davacının davasını kabul etmiştir. Davalı tarafın istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Temyiz incelemesinde art etki ile ücret zammı talep edilemeyeceği ve zamlı ücrete göre fark alacağı hesabı yapılmasının hatalı olduğu gerekçesi ile İlk derece ve İstinafa dair kararlar bozulmuş, ilk derece mahkemesi bozmaya uymuştur. Davacı kararı temyize taşımış olup temyiz dilekçesi bozmaya uygun verilen ilk derece mahkemesini kararında isabetsizlik olmadığı ve incelemenin karşı tarafın kazanılmış hakkını zedeleyeceği gerekçesi ile esastan reddedilmiştir.
Uyuşmazlık İşçinin Toplu iş sözleşmesi dönemi ve alacak hesabına ilişkindir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca, alt işverenin çalışanı olan işçiler, ücret ve diğer yasal haklar bakımından alt işveren ve asıl işverenin sorumluluğuna başvuruda bulunabilir. Ayrıca 6356 sayılı Kanun m.36 ve yargı kararları uyarınca, toplu iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçiye sağlanan haklar, yeni bir Toplu İş sözleşmesi imzalanıncaya kadar bireysel iş sözleşmesi hükmü olarak uygulanmaya devam eder. Bu durum art etki olarak adlandırılır. Ancak art etki yalnızca edinilen hakları korumakta olup yeni bir hak yaratmak ya da mevcut durumu genişletmek için kullanılamaz.
Yargıtay kararı için bknz ; https://www.lexpera.com.tr/ictihat/yargitay/9-hukuk-dairesi-e-2024-447-k-2024-1497-t-5-2-2024