İşçilik Alacaklarında Farklı Mahkeme Kararları ve Gerekçeli Karar Hakkının İhlali
2 Ekim 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararına göre, aynı hukuki durumda bulunan kişiler hakkında farklı mahkeme kararları verilmesi ve bu farklılığın gerekçelendirilmemesi, gerekçeli karar hakkının ihlali anlamına gelmektedir. AYM, bu tür durumların hukuk devleti ilkesini zedelediğini ve yargıya duyulan güveni sarstığını vurgulamıştır.
Başvuru, işçilik alacaklarına ilişkin davalarda aynı hukuki durumda olan kişiler hakkında farklı sonuçlara ulaşılması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
Olayda başvurucular, Türkiye Demiryolu Makinaları Sanayi A.Ş. bünyesinde çalışmış ve emekli olmuş işçilerdir. Askerlik öncesi hizmet sürelerinin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmadığını ileri sürerek fark kıdem tazminatı talepli davalar açmışlardır. İlk derece mahkemeleri, toplu iş sözleşmelerindeki açık düzenlemelere dayanarak davaları kısmen kabul etmiş, askerlik öncesi hizmetin de hesaba katılması gerektiğine karar vermiştir.
Ancak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, emeklilik tarihindeki toplu iş sözleşmelerinde askerlik düzenlemesi bulunmadığı gerekçesiyle kararları kaldırmış ve davaları kesin olarak reddetmiştir. Böylece aynı işverene karşı açılan benzer nitelikteki davalarda farklı daireler arasında zıt sonuçlar ortaya çıkmıştır.
Başvurucular, aynı işyerinde aynı hukuki durumda bulunan 38 işçiden yalnızca kendi dosyalarının 9. Daire’ye denk geldiğini, diğer dairelerin (5., 6. ve 8.) benzer dosyalarda işçiler lehine karar verdiğini belirtmiş; bu farkın nedenine dair hiçbir açıklama yapılmamasının gerekçesiz yargılama anlamına geldiğini ileri sürmüştür.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu, daireler arasında gerçekten içtihat farklılığı bulunduğunu tespit ederek konuyu Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’ne taşımıştır. Yargıtay, askerlik nedeniyle işten ayrılmanın iş sözleşmesini sona erdirmediğini, askıya aldığını; dolayısıyla kıdem tazminatında askerlik öncesi hizmetlerin de dikkate alınması gerektiğini belirterek diğer dairelerin (5., 6. ve 8.) görüşünü benimsemiştir.
Anayasa Mahkemesi, başvurucuların “emsal davalarda farklı kararlar verilmesine rağmen gerekçesiz bırakıldıkları” yönündeki şikâyetini haklı bulmuştur. AYM’ye göre, aynı maddi ve hukuki durumda olan kişiler hakkında farklı sonuçlara varılması halinde mahkemeler bu farklılığın nedenlerini karar gerekçesinde açıklamak zorundadır. Aksi hâlde bu durum, gerekçeli karar hakkını ve dolayısıyla adil yargılanma hakkını ihlal eder.
Somut olayda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin başvurucuların bu yöndeki iddialarına hiç değinmemesi, farklı kararların nedenini ortaya koymaması ve sonradan Yargıtay’ın işçiler lehine içtihadı birleştirmesi dikkate alınarak, Anayasa Mahkemesi gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine hükmetmiştir.
Bu karar, mahkemelerin içtihat birliğini ve yargısal tutarlılığı koruma yükümlülüğünü bir kez daha hatırlatmakta; gerekçeli karar hakkını hukuk devletinin “bel kemiği” olarak tanımlamaktadır.
Kararın Tamamı için: https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2020/8869