Anayasa Mahkemesi Sendikada Grev Ertelemesi Kararı
Anayasa Mahkemesi (Genel Kurul), B. No: 2014/12166, K.T. 2.7.2015 (Kristal-İş Sendikası Başvurusu)
Başvurucu sendikanın aldığı grev kararının Bakanlar Kurulu tarafından "genel sağlık ve milli güvenlik" gerekçesiyle ertelenmesi ve bu karara karşı yapılan yürütmenin durdurulması talebinin Danıştay tarafından reddedilmesi üzerine yapılan bireysel başvuruyu inceleyen AYM, grev erteleme kararının sendika hakkına bir müdahale olduğunu belirtmiştir. AYM, Danıştay'ın yürütmeyi durdurma talebini reddederken erteleme kararının dayandığı "genel sağlık ve milli güvenlik" gerekçelerinin zorlayıcı bir toplumsal ihtiyaca dayandığını inandırıcı ve açık bir şekilde ortaya koyamadığını, gerekçelerin yetersiz olduğunu tespit etmiştir. Bu nedenle müdahalenin demokratik toplumda gerekli olmadığı sonucuna vararak Anayasa'nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar verilmiş olup; alınan karar, grev erteleme kararlarının yargısal denetiminde idarenin ve mahkemelerin gerekçelendirme yükümlülüğünün altını çizmektedir.
Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 63. maddesi, grevlerin genel sağlık veya milli güvenliği bozucu nitelikte olması halinde Bakanlar Kurulu’na altmış gün süreyle grevi erteleme yetkisi verse de bu yetkinin sınırsız olmadığı, anayasal ilkelere uygun biçimde kullanılması gerektiği açıktır. Temel hak ve özgürlüklere yapılan her müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen sınırlama rejimine tabidir. Bu maddeye göre, temel hak ve özgürlükler yalnızca kanunla sınırlandırılabilir, yapılan sınırlama demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmalı ve ölçülülük ilkesini ihlal etmemelidir.
Anayasa Mahkemesi, somut olayda Bakanlar Kurulu’nun grev erteleme gerekçesinin soyut ve genelleştirilmiş olduğunu, dolayısıyla kararın zorlayıcı bir toplumsal ihtiyaca dayandığını ortaya koyamadığını tespit etmiştir. Bu nedenle, yapılan müdahalenin demokratik toplumda gerekli olmadığı ve ölçüsüz olduğu sonucuna ulaşmıştır. Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı, sendikal hakların sınırlandırılmasında idarenin gerekçelendirme yükümlülüğünü, yargının ise bu gerekçeleri ciddiyetle ve somut biçimde denetleme sorumluluğunu vurgulamaktadır. Grev hakkı gibi anayasal güvencelere sahip hakların ancak zorunlu, ölçülü ve açıkça gerekçelendirilmiş müdahalelerle sınırlanabileceği ortaya koyulmuştur.