
Jul 29, 2025
Tercih Listesine Hukuk Ekleyen Herkes İçin Tavsiyeler

Jul 29, 2025
Tercih Listesine Hukuk Ekleyen Herkes İçin Tavsiyeler
Hukuk Fakültesi Sizden Ne Bekliyor? Sanıldığı Gibi Değil!
Hukuk okumak, sanıldığı gibi sadece ezberden ibaret bir süreç değil; aksine mantık yürütme, analiz etme ve hukuk sistemini yorumlayabilme becerileri üzerine kurulu bir disiplindir. Fakülteye hazırlanırken, yoğun bir ezber sürecinden çok; anlamaya, araştırmaya ve karşılaştırmalı düşünmeye odaklanmanız çok daha faydalı olacaktır.
Biz bu yazıda, dört yıl boyunca edindiğimiz deneyimlere ve gözlemlerimize dayanarak bazı önemli başlıkları bir araya getirdik. Hukuk fakültesine yeni başlayacak olanlara yol gösterici olmasını umuyoruz. Elbette her öğrencinin beklentileri, her üniversitenin ise kendi dinamikleri vardır. Burada paylaştıklarımız genel geçer doğrular değil; kişisel deneyimlerimizin ve bulunduğumuz ortamların bir yansımasıdır.
Bu yazıyı, biri devlet (Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi), diğeri vakıf (Ankara Medipol Üniversitesi) olmak üzere iki farklı hukuk fakültesinde eğitim almış iki öğrenci olarak kaleme aldık. Gözlemlerimizin çeşitliliği de buradan geliyor.
Yıllık mı Dönemlik mi? Hukuk Eğitiminde Sistem Seçiminin Farkları
AYSU:
Yıllık sistemde okumak, insanda çok kolay bir “daha çok zamanım var” hissi yaratıyor. Oysa gerçekte, konu birikimi ve sınav yükü dönem sonuna doğru ciddi bir baskıya dönüşüyor. Bu yüzden çalışma sürecini yıla yaymak bana kalırsa çok önemli.
Ayrıca okulunuz zorlayıcıysa ve birden fazla dersten kalırsanız, bu durum yaz tatilinizi, kişisel planlarınızı ya da stajlarınızı doğrudan etkileyebilir. Her seneyi kendi içinde kapatmak, dersleri sonraki yıla devretmemek bu yüzden çok değerli. Alttan ders almak elbette mümkün ama bunun bedelini zamanla ödeyebileceğinizi unutmamak gerekiyor.
Ben yatay geçiş yaptığım için hem dönemlik hem de yıllık sistemle eğitim veren üniversitelerde ders aldım. Karşılaştırma yapma şansı buldum. Kendi adıma, yıllık sistemin daha verimli olduğunu düşünüyorum. Çünkü her dersi bir bütün olarak öğrenmek, yılda dört ayrı sınav yerine iki sınavla daha iyi mümkün oluyor.
HATİCE:
Üniversite ve eğitim sistemi seçimi hukuk eğitiminde gerçekten fark yaratıyor. Yıllık sistemde bir dönemde vize, diğerinde final sınavına girersiniz. Bu sistem, daha esnek bir çalışma takvimi sunar; derslere hazırlanmak için daha geniş bir zaman sağlar. Ancak bu zamanı iyi değerlendirmezseniz, sınav döneminde konu birikimi ciddi bir zorluk yaratabiliyor.
Dönemlik sistemde ise hem güz hem bahar döneminde vize ve final sınavları var. Bu da sürekli bir tempoda çalışmayı gerektiriyor. Yorucu ve disiplin isteyen bir süreç. Ben dönemlik sistemde okudum ve sürekli sınav temposunun insanı mental olarak yıprattığını rahatlıkla söyleyebilirim. Tekrar seçim yapma şansım olsa, muhtemelen yıllık sistemi tercih ederdim. Çünkü disiplini sağlamak sizin sorumluluğunuz olsa da yıllık sistem daha planlı ve dengeli bir çalışma düzeni sunuyor.
Devlet mi Vakıf mı? Hukuk Eğitiminde Üniversite Tercihi
HATİCE:
Devlet ve vakıf üniversiteleri arasında tercih yaparken her iki seçeneğin de avantajları var. Vakıf üniversitelerinde öğrenci sayısı daha az olduğundan, hocalarla iletişim kurmak genellikle daha kolay oluyor. Ama bu sadece okulun yapısına değil, hocaların yaklaşımına ve sizin gösterdiğiniz çabaya da bağlı.
Bu durum sadece vakıf üniversitelerinde mümkün diye bir genelleme yapmak doğru olmaz. Devlet üniversitelerinde de derse aktif katılırsanız, hocalarla güçlü bağlar kurabilirsiniz. Ne kadar çok katılım sağlarsanız, fakülteye aidiyetiniz artar ve hocaların rehberliğiyle ilgi duyduğunuz alanı daha kolay keşfedebilirsiniz. Akademisyenlerin yönlendirmesi bu süreçte gerçekten çok kıymetli, bunu unutmamak gerekir.
AYSU:
Vakıf üniversiteleri hakkında toplumda bazen “sadece çok zengin öğrenciler okur” gibi bir algı olabiliyor. Ancak kendi okulumda bu algının tam olarak gerçeği yansıtmadığını gördüm. Oldukça farklı sosyoekonomik geçmişe sahip öğrencilerle bir aradayız. Bu çeşitlilik hem insani hem de eğitsel açıdan oldukça zenginleştirici.
Yine de belirtmem gerekir ki, günlük yaşam giderleri — özellikle yemek ve ulaşım gibi konular — devlet üniversitelerine göre daha yüksek olabiliyor. Özellikle yemekhane fiyatları neredeyse her dönem artış gösteriyor ve bu da bazı öğrenciler için ekonomik olarak zorlayıcı olabiliyor.
Alanını Nasıl Seçersin? Kariyer Yönünü Fakülte Sıralarında Belirlemenin Yolları
HATİCE:
Hukuk fakültesi öğrencilerinin önemli bir kısmı, hangi alanda uzmanlaşmak istediklerine fakülte sıralarında karar veremiyor. Çoğu kişi bu kararı mezun olduktan sonra, iş hayatında veriyor. Ama bu süreci hızlandırmanın yolları var.
Fakültede katıldığınız seminerler, etkinlikler, kulüpler ve derslerdeki ilginiz, hangi alana yönelmek istediğiniz konusunda size ipuçları sunabilir. Henüz kesin bir yol çizmemiş olsanız bile, ilgi alanlarınızı erkenden tanımaya çalışmak çok kıymetli.
Örneğin ceza hukuku veya ticaret hukuku gibi alanlara ilgi duyuyorsanız, bu derslere daha fazla odaklanabilir, kurgusal duruşmalarda aktif görev alabilir, hatta ilgili alanda çalışan bürolarda staj yaparak ilginizi test edebilirsiniz. Bu deneyimler, sadece mesleki değil kişisel olarak da sizi olgunlaştıracaktır.
Kulüpler, Duruşmalar ve Tartışmalar: Fakülte Sadece Derslerden İbaret Değil
HATİCE:
Hukuk kulüpleri, münazara yarışmaları ve kurgusal duruşmalar; hem kendinizi ifade etme becerilerinizi geliştirmenizi sağlar hem de hangi alana ilgi duyduğunuzu keşfetmenize yardımcı olur. Bu etkinliklerde görev almak, seminer düzenlemek, tartışmalara katılmak hem özgüven kazandırır hem de yeni bağlantılar kurmanızı sağlar.
Üstelik bu kulüpler sadece hukukla sınırlı olmak zorunda değil. Fakülte dışında, ilgilendiğiniz herhangi bir alana yönelik kulüplere katılmak da size nefes aldırır. Fakülte sıralarındayken yalnızca bir hukukçu değil, kendinizi de inşa ediyorsunuz. Bu yüzden o yılları sadece sınavlarla değil, anlamlı anılarla doldurmayı unutmayın. Geriye dönüp baktığınızda hatırlayacağınız şeyler sadece sınavlar olmamalı.
AYSU:
Evet, duruşma izlemek çok kıymetli. Ama onun kadar önemli başka şeyler de var:
Yabancı dil öğrenmek:
Hukuk dili zaten oldukça ağır; bir de yabancı diliniz yoksa, kariyer seçenekleriniz sınırlanıyor. Akademik kariyer, büyük hukuk büroları ya da uluslararası işler için dil şart. Bunun için tercih bana kalırsa eğitim dili İngilizce olan bir fakülte seçmek daha avantaj sağlayacaktır.ALES ve YDS gibi belgeleri erkenden tamamlamak:
Bu sınavlara 1. ya da 2. sınıfta girip belgeyi almak büyük avantaj. 4. sınıfta hem mezuniyet, hem staj, hem sınav hazırlığı derken tempoya yetişmek daha da zorlaşıyor.3. sınıf yazında mutlaka öğrenci stajı yapmak:
Bu dönem, deneyim kazanmak için en uygun zaman. Hukuk büroları yasal stajyer alımında daha seçici olsa da, yaz stajlarında çok daha destekleyici davranıyorlar.
LinkedIn ve Hukuk Öğrencileri İçin Dijital Kimliğin Gücü
HATİCE:
LinkedIn, hukuk öğrencileri için de önemli bir kariyer aracı. Erken bir profil oluşturmak; staj imkânlarına ulaşma, mentorluk fırsatlarından haberdar olma ve sektörde görünür olma konusunda size avantaj sağlar. Oradaki paylaşımlar çoğu zaman ilham verici oluyor; sizin de adım atma cesaretinizi artırabilir.
Fakülteye yeni başlamışsanız bile, sade ve profesyonel bir profil oluşturmanız önemli. Kendinizi tanıtan bir biyografi yazın, eğitim bilgilerinizi ekleyin ve zamanla bu profili geliştirin. Hukuk gündemini takip edin, meslektaşlarınızı ve hocalarınızı eklemekten çekinmeyin.
Unutmayın ki hukuk yalnızca kurallar bütünü değil; toplumsal yaşamın adaletle şekillenmesine katkı sunan bir alan. Fakültede öğrendiklerinizi, içinizdeki adalet duygusuyla harmanlayarak bu yolculuğu anlamlı kılabilirsiniz.
Ankara’da Hukuk Okumak ve Üniversite Seçimi Üzerine
AYSU:
Ankara’da hukuk okumak, bence önemli bir avantaj. Çünkü burada Anayasa Mahkemesi’nden Danıştay’a, TBMM’den Sayıştay’a kadar pek çok temel kurumun tam kalbindesiniz. Bu kurumlara yakın olmak sadece sembolik değil; etkinliklere katılma, gözlem yapma ve o atmosferi soluma imkânı da sunuyor.
Üniversite İsmi Önemli mi?
Bazı görüşlere göre “hukukta okul fark etmez” denir ama ben bu fikre tamamen katılamıyorum. Özellikle bazı üniversitelerin (örneğin Bilkent gibi), akademik kadro, yabancı dil eğitimi ve mezun profilinde kendini belli ettiğini gözlemledim. Elbette çok başarılı istisnalar her yerde var; ancak genel tabloyu değerlendirirken, bu farkları da görmek gerekiyor.
Temsil Meselesi: Duruş, Giyim, Tavır
AYSU:
Kimi zaman fazla geleneksel bulunduğumu biliyorum ama bir hukuk öğrencisinin kendini temsil biçiminin önemli olduğunu düşünüyorum. Duruşumuz, dilimiz, tavrımız ve hatta giyim tarzımız da bir iletişim biçimi aslında.
Elbette herkesin tarzı farklı olacak ve bu çeşitlilik çok değerli. Ama ben kişisel olarak, hukuku temsil eden bir öğrencinin, kendini belli bir ciddiyetle sunmasının güçlü bir etki yarattığına inanıyorum. Bu elbette “herkes böyle olmalı” anlamında değil; benim inandığım yaklaşım bu yönde.
Dersler, Hocalar ve Katılım
AYSU:
Bana göre derslere katılmanın en büyük kazanımı, sadece bilgi edinmek değil; hukukî düşünme tarzını gözlemlemek. Bazı hocalar yalnızca bir maddeyi anlatırken bile, arka planda o konuyla ilgili nasıl düşündüklerini ve o düşünce sistemini nasıl kurduklarını görebiliyorsunuz. Bu da size, kitaptan öğrenemeyeceğiniz çok şey kazandırıyor.
Elbette her zaman derse gitmeden başarılı olan insanlar vardır. Ama kendi deneyimimden yola çıkarsam, sınıf ortamında bulunmanın hem öğrenme hızını hem de konuları içselleştirme biçimini etkilediğini söyleyebilirim.
Son olarak ben hep şunu hissettim: Siz ne kadar emek verir, çaba harcarsanız bölüm sizi o kadar tatmin edecektir. Emeklerinizin karşılığı kimi zaman size not olarak dönmese bile bilgi birikimi olarak dönecektir. Ama bu noktada unutmamalısınız ki hukuk, yalnızca bir bilgi birikimi değil; bir düşünce biçimi ve bir tutum meselesi.
Hukuk fakültesi sadece kitaplara gömülüp sınav geçmekten ibaret değildir. Fakülte yılları, kendini tanımak, ilgi alanlarını keşfetmek ve bir bakıma kimliğini inşa etmekle ilgilidir. Herkesin hikâyesi farklı; bu yüzden tek doğru, tek yol yok. Ama merak etmeyi, araştırmayı ve kendine yatırım yapmayı ihmal etmezseniz, bu fakülte size düşündüğünüzden çok daha fazlasını kazandırabilir. Ne öğrendiğiniz kadar, nasıl bir yolculuk geçirdiğiniz de önemli. Kendinize alan tanımayı, denemeyi ve zaman zaman yorulsanız bile pes etmemeyi unutmayın.